.
Giriş: EKG’nin En Çarpıcı Dalgası ve Kalbin Güç Gösterisi
Elektrokardiyogram (EKG veya ECG), kalbin elektriksel aktivitesini kaydeden ve bu aktiviteyi bir dizi dalga, segment ve aralık şeklinde görselleştiren, yaygın olarak kullanılan bir tıbbi testtir. EKG, kalp hastalıklarının teşhisinde, kalp ritminin değerlendirilmesinde ve kalp kasının sağlığı hakkında önemli bilgiler edinmede kritik bir rol oynar. Bir EKG trasesine (kaydına) baktığınızda, muhtemelen dikkatinizi çeken ilk ve en belirgin dalga QRS kompleksidir. Bu büyük ve sivri dalga, kalbin ana pompalama odacıkları olan ventriküllerin (karıncıkların) elektriksel olarak uyarıldığını, yani depolarize olduğunu gösterir. Ventriküllerin depolarizasyonu, bu güçlü odacıkların kasılmasına ve kanı akciğerlere ve vücudun geri kalanına pompalamasına yol açar. Bu nedenle, QRS kompleksi, kalbin en güçlü kasılma hareketinin elektriksel karşılığıdır ve kalbin işlevini yerine getirebilmesi için hayati öneme sahiptir. Bu makalede, QRS kompleksinin neden EKG’deki en büyük dalga olduğunu, Q, R ve S dalgalarının ne anlama geldiğini ve anormal bir QRS kompleksinin hangi kalp sorunlarına işaret edebileceğini ayrıntılı bir şekilde inceleyeceğiz.
Neden QRS Kompleksi EKG’deki En Büyük Dalgadır?
EKG’deki her dalga, kalbin belirli bir bölgesindeki elektriksel aktiviteyi temsil eder. QRS kompleksi, EKG’deki en büyük ve en belirgin dalga olmasının birkaç temel nedeni vardır:
- Ventriküllerin Büyük Kas Kütlesi: Ventriküller, kalbin ana pompalama odacıklarıdır ve atriyumlara (kulakçıklara) kıyasla çok daha büyük bir kas kütlesine sahiptirler. Daha fazla kas hücresi, daha fazla elektriksel aktivite ve dolayısıyla EKG’de daha büyük bir dalga anlamına gelir. P dalgası, atriyumların depolarizasyonunu temsil eder, ancak atriyumlar ventriküllerden çok daha küçük olduğu için P dalgası da QRS kompleksinden çok daha küçüktür.
- Hızlı ve Senkronize Depolarizasyon: Ventriküllerin depolarizasyonu, His demeti, dalları ve Purkinje lifleri adı verilen özelleşmiş bir iletim sistemi aracılığıyla çok hızlı ve neredeyse eş zamanlı olarak gerçekleşir. Bu hızlı ve senkronize (eş zamanlı) aktivasyon, tüm ventrikül hücrelerinin aynı anda depolarize olmasına ve elektriksel sinyallerinin birleşerek büyük bir dalga oluşturmasına neden olur.
- Hücre İçi İyon Akımlarının Büyüklüğü: Ventriküler depolarizasyon sırasında, hücre içine hızla akan sodyum iyonları (Na+) çok büyük bir elektriksel akım oluşturur. Bu akım, atriyal depolarizasyon veya ventriküler repolarizasyon sırasındaki iyon akımlarından çok daha büyüktür.
Bu üç faktör – büyük kas kütlesi, hızlı ve senkronize depolarizasyon ve büyük iyon akımları – QRS kompleksinin EKG’deki en büyük ve en belirgin dalga olmasını sağlar.
Q, R ve S Dalgalarını Anlamak: Her Bir Bölüm Ne Anlama Geliyor?
QRS kompleksi, aslında tek bir dalga değil, birbirini takip eden üç ayrı dalganın birleşimidir:
- Q Dalgası: QRS kompleksinin ilk aşağı doğru (negatif) sapmasıdır. Her zaman görülmeyebilir ve normalde küçük bir dalgadır. Q dalgası, interventriküler septumun (iki karıncık arasındaki duvar) depolarizasyonunun başlangıcını temsil eder. Septum, sol dal demetinden gelen uyarılarla sol taraftan sağ tarafa doğru depolarize olur. Bu, elektriksel aktivitenin EKG elektrotlarından uzaklaşmasına neden olarak negatif bir sapma oluşturur.
- R Dalgası: QRS kompleksinin en büyük, yukarı doğru (pozitif) sapmasıdır. Ventrikül miyokardının (kalp kasının) büyük bölümünün depolarizasyonunu temsil eder. Depolarizasyon dalgası, Purkinje lifleri aracılığıyla ventrikül duvarları boyunca hızla yayılır. Bu, elektriksel aktivitenin EKG elektrotlarına doğru hareket etmesine neden olarak büyük bir pozitif sapma oluşturur.
- S Dalgası: R dalgasını takip eden aşağı doğru (negatif) sapmadır. Ventrikül tabanının (kalbin üst kısmına yakın bölge) ve pulmoner koninin (sağ ventrikülden akciğerlere kan taşıyan pulmoner arterin başlangıç kısmı) depolarizasyonunun son aşamalarını temsil eder. Bu bölgelerdeki depolarizasyon, elektriksel aktivitenin EKG elektrotlarından uzaklaşmasına neden olarak negatif bir sapma oluşturur.
QRS kompleksinin süresi (genişliği) de önemlidir. Normalde, QRS kompleksi 0.06 ila 0.10 saniye (60 ila 100 milisaniye) sürer. Bu, ventriküllerin hızlı ve senkronize bir şekilde depolarize olduğunu gösterir. QRS kompleksinin süresinin uzaması (0.12 saniye veya daha fazla), ventrikül içi iletimde bir sorun olduğunu (örneğin, dal bloğu) gösterebilir.
Anormal Bir QRS Kompleksi Ne Anlama Gelir? (Dal Blokları, Ventriküler Hipertrofi, Kalp Krizi)
QRS kompleksinin şekli, süresi ve genliği (yüksekliği), kalbin elektriksel iletim sistemi ve ventrikül kasının sağlığı hakkında önemli bilgiler verir. Anormal bir QRS kompleksi, çeşitli kalp sorunlarının belirtisi olabilir. İşte en yaygın QRS anormallikleri ve olası nedenleri:
Genişlemiş QRS Kompleksi (Süresi Uzamış)
Normalde, QRS kompleksi 0.10 saniyeden daha kısa sürer. QRS kompleksinin 0.12 saniye veya daha fazla sürmesi, genişlemiş QRS kompleksi olarak adlandırılır ve genellikle ventrikül içi iletimde bir sorun olduğunu gösterir. En yaygın nedenler şunlardır:
- Dal Blokları: Kalbin elektriksel iletim sisteminin dallarından birinde (sağ dal bloğu veya sol dal bloğu) bir blokaj (tıkanıklık) olması durumunda, elektrik sinyali ventriküllere normal yoldan ulaşamaz. Bunun yerine, sinyal daha yavaş bir yoldan, hücreden hücreye yayılmak zorunda kalır. Bu, ventriküllerin depolarizasyonunun daha uzun sürmesine ve QRS kompleksinin genişlemesine neden olur.
- Sağ Dal Bloğu (RBBB): Elektrik sinyali sol dal demetinden normal olarak geçer ve sol ventrikülü aktive eder. Ancak, sağ ventrikülün aktivasyonu gecikir, çünkü sinyalin sol ventrikülden sağ ventriküle hücreden hücreye yayılması gerekir. Bu, EKG’de genişlemiş bir QRS kompleksi ve genellikle V1 ve V2 derivasyonlarında “tavşan kulağı” şeklinde (RSR’) bir görünüm oluşturur.
- Sol Dal Bloğu (LBBB): Elektrik sinyali sağ dal demetinden normal olarak geçer ve sağ ventrikülü aktive eder. Ancak, sol ventrikülün aktivasyonu gecikir. Bu da EKG’de genişlemiş bir QRS kompleksi ve genellikle V5, V6, I ve aVL derivasyonlarında çentikli veya genişlemiş R dalgaları oluşturur. Sol dal bloğu genellikle daha ciddi bir kalp hastalığının belirtisidir.
- Ventriküler Taşikardi: Ventriküllerden kaynaklanan hızlı bir kalp ritmi (aritmi). Ventriküler taşikardi sırasında, ventriküller çok hızlı ve düzensiz bir şekilde depolarize olur, bu da geniş ve genellikle tuhaf şekilli QRS komplekslerine yol açar. Ventriküler taşikardi, hayatı tehdit eden bir durum olabilir.
- Wolf-Parkinson-White (WPW) Sendromu: Kalpte atriyumlar ve ventriküller arasında fazladan bir elektriksel yol (aksesuar yol) bulunması durumudur. Bu aksesuar yol, elektriksel sinyallerin ventriküllere normalden daha erken ulaşmasına ve pre-eksitasyon adı verilen bir duruma neden olur. Bu, EKG’de kısa PR aralığı ve delta dalgası adı verilen QRS kompleksinin başında bir eğim ile karakterizedir. Delta dalgası, ventriküllerin bir kısmının aksesuar yol aracılığıyla erken depolarize olmasını temsil eder.
- Ventriküler Pace(Kalp Pili):
Yüksek Genlikli QRS Kompleksi
QRS kompleksinin normalden daha yüksek bir genliğe (voltaja) sahip olması, ventriküler hipertrofi (ventrikül kasının kalınlaşması) belirtisi olabilir.
- Sol Ventrikül Hipertrofisi (LVH): Sol ventrikül kasının kalınlaşmasıdır. Genellikle yüksek tansiyon (hipertansiyon), aort kapak darlığı veya hipertrofik kardiyomiyopati gibi durumlarda görülür. LVH, EKG’de sol ventriküle karşılık gelen derivasyonlarda (örneğin, V5, V6, I, aVL) yüksek R dalgaları ve sağ ventriküle karşılık gelen derivasyonlarda (örneğin, V1, V2) derin S dalgaları ile karakterizedir.
- Sağ Ventrikül Hipertrofisi (RVH): Sağ ventrikül kasının kalınlaşmasıdır. Genellikle pulmoner hipertansiyon, pulmoner kapak darlığı veya kronik akciğer hastalıkları gibi durumlarda görülür. RVH, EKG’de sağ ventriküle karşılık gelen derivasyonlarda (örneğin, V1, V2) yüksek R dalgaları ve sol ventriküle karşılık gelen derivasyonlarda (örneğin, V5, V6) derin S dalgaları ile karakterizedir.
Düşük Genlikli QRS Kompleksi
QRS kompleksinin normalden daha düşük bir genliğe sahip olması, çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir:
- Perikardiyal Efüzyon: Kalbi çevreleyen zar (perikard) içinde sıvı birikmesi. Bu sıvı, elektriksel sinyallerin EKG elektrotlarına ulaşmasını engelleyebilir.
- Amfizem: Akciğerlerdeki hava keseciklerinin genişlemesi ve hasar görmesi. Bu durum, kalbin elektriksel aktivitesinin EKG’ye yansımasını azaltabilir.
- Obezite: Aşırı vücut yağı, elektriksel sinyallerin EKG elektrotlarına ulaşmasını zorlaştırabilir.
- Hipotiroidi: Tiroid bezinin yeterince hormon üretmemesi durumu.
- Yaygın Miyokard Hasarı: Kalp kasının geniş bir alanının hasar görmesi (örneğin, yaygın enfarktüsler).
Anormal Q Dalgası
Normalde, Q dalgası küçük ve dardır. Ancak, bazı durumlarda Q dalgası anormal derecede derin ve geniş olabilir. Patolojik Q dalgası olarak adlandırılan bu durum, genellikle geçirilmiş bir kalp krizinin (miyokard enfarktüsü) belirtisidir. Kalp krizi sırasında, kalp kasının bir bölgesi oksijen yetersizliği nedeniyle ölür (nekroz). Ölü kas dokusu elektriksel olarak inaktiftir ve depolarize olamaz. Bu nedenle, o bölgeye karşılık gelen EKG derivasyonlarında, elektriksel aktivitenin “karşı taraftan” görülmesi sonucu derin ve geniş bir Q dalgası oluşur.
ST Segmenti Değişiklikleri
ST segmenti, QRS kompleksinin sonu ile T dalgasının başlangıcı arasındaki düz çizgidir. Normalde, ST segmenti izoelektriktir (düz bir çizgidir). Ancak, bazı durumlarda ST segmenti yükselebilir (ST elevasyonu) veya çökebilir (ST depresyonu).
- ST Elevasyonu: Genellikle akut (yeni başlamış) bir kalp krizinin (ST elevasyonlu miyokard enfarktüsü – STEMI) belirtisidir. Kalp kasına giden kan akışının aniden kesilmesi sonucu, kalp kası hücreleri hasar görür ve depolarize olamaz. Bu durum, EKG’de ST segmentinin yükselmesine neden olur.
- ST Depresyonu: Kalp kasına giden kan akışının azalması (miyokard iskemisi) veya diğer bazı durumlarda (örneğin, elektrolit dengesizlikleri, ilaç etkileri) görülebilir.
QRS kompleksi ve diğer EKG bileşenlerindeki değişiklikler, kalbin elektriksel aktivitesi ve sağlığı hakkında önemli bilgiler sağlar. Bu nedenle, EKG, kalp hastalıklarının teşhisinde ve tedavisinde vazgeçilmez bir araçtır.